Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 236

1. Kanuna göre

V. Artık değere katılma

1. Kanuna göre

Madde 236 - Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir.

Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.

I-) Yargı Kararları:

1-) Y. 8. HD, T: 01.04.2019, E: 2019/552, K: 2019/3464:

“… Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen 1574 ada 37 parselde kayıtlı taşınmazın, edinilmiş mallara katılma rejimine göre 1/2 değerinin davalıdan tahsilini talep etmiş, …

Davalı ... vekili, davalının davaya konu evi çalışarak elde ettiği kazançla aldığını, davacının davalıyı aldattığını, başka erkeklerle birlikte, davalının Ziraat Bankası hesabındaki 10.852.46 TL’yi davalı adına sahte kimlik çıkarmak suretiyle çektiğini, boşanmalarının davacının aldatması ve davalıyı dolandırması sebebiyle gerçekleştiğini açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, TMK’nin 236/2 maddesine göre zina ve hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakimin kusurlu eşin katılma alacağının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebileceği hükmüne dayanarak davacının, davalıyı dolandırması sebebiyle ceza davası olduğu, evlilik birliği içinde sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, iyi niyetle hareket etmediği, bu nedenle davacının dava konusu edilen taşınmazda herhangi bir katılma alacağını hak etmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmişse de, verilen karar kanuna ve Dairenin ilke ve uygulamalarına uygun bir karar değildir. Uşak 1. Aile Mahkemesi’nin 2007/523 E. 2010/953 K. sayılı dosyasında, kadının kusurlu davranışları nedeniyle TMK’nin 166/1-2 maddesine göre tarafların boşanmalarına karar verildiği, TMK’nin 236/2 maddesinin uygulama alanı bulabilmesi için, boşanma davasına bakan mahkeme tarafından, tarafların TMK’nin 161. maddesi gereğince zina nedeniyle veya TMK’nin 162 maddesi gereği hayata kast nedeniyle boşanmalarına karar verilmiş olması gerektiği, dikkate alındığında, somut olayda, tarafların evlilik birliğinin zina veya hayata kast boşanma sebebine göre sona ermemesi karşısında, TMK’nin 236/2 maddesinin uygulanamayacağı gözetilerek, yukarıda bahsedilen Dairenin ilke ve uygulamaları doğrultusunda davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. …”

2-) Y. 8. HD, T: 10.12.2018, E: 2016/18502, K: 2018/19972:

“…Tasfiyeye konu 700 ada 24 parselde bulunan arsa vasıflı taşınmaz 04.01.2001 tarihinde davalı adına tescil edilmiştir. …

… dava konusu arsanın 04.01.2001 tarihinde eşler arasında mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde edinildiği ve davalı adına tescil edildiği…, taşınmazın edinildiği tarih de gözetildiğinde 01.01.2002 sonrası edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde binanın yapıldığı, ağaçların dikildiğinin anlaşıldığı…, bu dönemde davacının maddi ve somut katkı sağlaması gerekmeksizin yasal olarak artık değerin yarısı üzerinde katılma alacağı hakkı bulunduğu…,

… dava … harca esas değer 10.000 TL gösterilip, bu değer üzerinden harç yatırılmak suretiyle açılmış, Mahkeme tarafından 15.01.2013 tarihli celsede; icra dosyasında yapılan keşif sonunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre hesap edilen ev, arsa ve ağaçların toplam değeri olan 85.276,80 TL üzerinden nispi harcın tamamlanması istenmiş, … Davanın açıldığı tarih itibariyle belirsiz alacak niteliğinde olduğu görülen davada 10.000 TL üzerinden harç yatırılmış olup, mahkemenin icra dosyasındaki değer üzerinden yasa gereği yarı oranda katılma alacağı hakkı olduğunu bilmesi gerektiği düşüncesi ile harcın tamamlattırılabileceği kabul edilebilir ise de, ev ağaçlar ve parselin toplam değeri olan 85.276,80 TL ’nin dava değeri olarak kabul edilmesi doğru değildir. Katılma alacağının artık değerin yarısı oranında olması nedeni ile bu miktarın yarısı 42.638,40 TL ’nin dava değeri olarak kabul edilip, harcının da tamamlanması, … gerekirken, yazılı şekilde dava değeri … takdiri doğru olmamıştır. …”

3-) Y. 8. HD, T: 20.01.2016, E: 2014/17125, K: 2016/607:

“… Davacı M. D. vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu bir adet arsa ve bir adet meskene dair olarak alacağın davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı M. D. vekili, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, talebin değer artış payı alacağına dair olduğu, katılma alacağı talep edilmediği, davacının davasını ispatlayamadığından reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında, somut uyuşmazlık incelendiğinde; Davacının dava dilekçesinde; fabrikada işçilik yaparak, gece mesailerine kalarak biriktirmiş olduğu parasını ve tüm maaşını davaya konu taşınmazlar alınırken yatırdığını; özellikle TOKİ’den alınan konutun taksit ödemelerinin halen davacı tarafça yapılmakta olduğunu, evlilik birliği içerisinde edinilen bu taşınmazlara bu surette yapmış olduğu katkı sebebiyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacağın davalıdan tahsilini talep ettiği görülmektedir.

Davacının dilekçesindeki alacak talebini somutlaştırmaya ihtiyaç yoktur. Kaldı ki hakim gerek duyduğu takdirde HMK.31. maddesi uyarınca bu konuda davacı taraftan açıklama da isteyebilir.

Dava dilekçesindeki talep, mal rejiminin tasfiyesine dair olup; tasfiye talebi edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince artık değere katılma alacağını da kapsadığının benimsenmesi gerekir. …”

4-) Y. 2. HD, T: 18.07.2011, E: 2010/11719, K: 2011/12472:

“… Davacı-davalı kadın, davalı-davacı kocasından katılma alacağı isteminde bulunmuştur. Katılma alacağı mal rejimi sona ermeden istenemezse (TMK.md.225) de; boşanma hükmü kesinleşmekle mal rejimi boşanma dava tarihinden geçerli olarak sona ermiş olduğundan; dava dinlenebilir hale gelmiştir. Mahkemece katılma alacağının Türk Medeni Kanununun 236/son maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Eşin, artık değer üzerinde pay oranının (katılma alacağının) tümüyle kaldırılmasına ya da azaltılmasına karar verilebilmesi için; boşanmanın özel boşanma sebebi olarak zina (TMK. md. 161) veya hayata kast (TMK. md. 162) nedenine dayalı olarak gerçekleşmiş olması gereklidir. Mahkemece, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1.maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel boşanma nedenine dayalı olarak boşanmalarına kararı verilmiş ve boşanma hükmü taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu durumda, dinlenebilir hale gelen davacı-davalı kadının katılma alacağı istemiyle ilgili olarak; taraflara delillerini gösterme olanağı tanınması ve gösterdikleri takdirde toplanarak, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektirmiştir. …”

II-) Türk Kanunu Medenîsi:

Hükmün Türk Kanunu Medenîsi’nde bir karşılığı bulunmamaktadır.

III-) Madde Gerekçesi:

Madde İsviçre Medenî Kanununun 215 inci maddesini karşılamaktadır.

Maddenin birinci fıkrası, her eşin diğer eşe ait artık değerin yarısı oranında hak sahibi olduğunu hükme bağlamıştır. Mal rejiminin eşlerden birinin ölmesiyle sona ermesi hâlinde maddede bu istem hakkının ölen eşin mirasçılarına ait olduğu ifade edilmiştir.

Maddenin ikinci fıkrası1, tasfiye sonunda eşlerin birbirinden alacakları bulunması hâlinde, artık değere ilişkin alacak ile bu alacakların takas edilebileceğini öngörmüştür.

Not: Türk Medenî Kanunu’nun 236. maddesinin 2. fıkrası Tasarı’ya Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu tarafından ilave edilmiştir.

IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:

1-) ZGB:

V. Beteiligung am Vorschlag

1. Nach Gesetz

Art. 215

1 Jedem Ehegatten oder seinen Erben steht die Hälfte des Vorschlages des andern zu.

2 Die Forderungen werden verrechnet.

2-) CCS:

V. Participation au bénéfice

1. Légale

Art. 215

1 Chaque époux ou sa succession a droit à la moitié du bénéfice de l’autre.

2 Les créances sont compensées.

 

Not: Hüküm, 2. fıkrası itibariyle İsviçre Medenî Kanunu’ndan ayrılmaktadır. Kaynak kanunda Türk Medenî Kanunu’nun 236. maddesinin 2. fıkrasını karşılayan bir hüküm bulunmamaktadır.



1   Bu ifadenin “Maddenin ilk fıkrasının ikinci cümlesi” şeklinde anlaşılması gerekmektedir.

 


Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X