Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 232

1. Sürüm değeri

IV. Değerin belirlenmesi

1. Sürüm değeri

Madde 232 - Mal rejiminin tasfiyesinde malların sürüm değerleri esas alınır.

I-) Yargı Kararları:

1-) Y. 8. HD, T: 17.10.2018, E: 2016/11982, K: 2018/17470:

“… Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vb.) göre değerlendirilir (TMK mad.228/1). Bu malların, kural olarak tasfiye anındaki (TMK mad.227/1 ve 235/1), sürüm (rayiç) değerleri (TMK mad.232 ve 239/1) hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemizin uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, tasfiye konusu malın karara en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenmelidir. Tasfiyede devredilen mal varlığının devir tarihindeki durumu (niteliği, seviyesi, yaşı vb.) esas alınarak tasfiye (karar) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri hesaplamada göz önünde bulundurulur. (TMK mad.235/2).

Mahkemece 10.07.2015 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 02.09.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda tasfiyeye konu taşınmazların değerleri belirlenirken yapı değerleri ile arsa değerlerinin ayrı ayrı belirlendiği, bu belirleme yapılırken yapı değerleri yönünden inşaat birim maliyetlerinin esas alındığı, neticede ayrı ayrı belirlenen yapı değerleri ve arsa değerlerinin toplanması suretiyle taşınmaz değerlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Yapılan bu hesaplama yöntemine katılmak mümkün değildir. Mahkemece, tasfiyeye konu taşınmazların arsasıyla birlikte değerlerine etki edecek tüm özellikleri gözetilerek karar tarihine en yakın tarihteki piyasa sürüm değeri belirlenerek bu değer üzerinden katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken taşınmazların arsasının piyasa değeri ile inşaat birim maliyetlerine göre belirlenen yapı değeri toplanmak suretiyle bulunan değerler üzerinden hüküm kurulması doğru olmamıştır. …”

2-) Y. 8. HD, T: 02.10.2018, E: 2016/16836, K: 2018/16626:

“… Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; tasfiyeye konu edilen ... Ltd. Şti’nin eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 10.12.2003 tarihinde kurulduğu, davalı erkeğin kurucu ortak olarak şirkette %50 hissedar bulunduğu, mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle de aynı hisse oranına sahip olmaya devam ettiği; 15 ve 16 numaralı villa niteliğindeki taşınmazların her ikisinin de 19.06.2009 tarihinde TOKİ’den satış yoluyla ... Ltd. Şti. adına tapuda tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Mahkemece, davalı erkeğin adı geçen şirketteki %50 payı sebebiyle şirket ve alınan taşınmazlar edinilmiş mal kabul edilip, taşınmazların değeri üzerinden davalının şirketteki %50 hissesi de gözetilerek yazılı şekilde katılma alacağına hükmedilmiş ise de; 15 ve 16 numaralı villalar davalı adına değil davalının hissedarı olduğu şirket adına tapuda kayıtlı bulunduğuna göre yazılı şekilde şirketten bağımsız olarak tasfiyesi mümkün değildir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle tasfiyeye konu edilen şirketin; mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değeri belirlenmelidir. Değer belirlenirken; şirketin durumu; o tarihteki ekonominin genel gidişatı, şirketin faaliyet gösterdiği sektörün konumu, büyüklüğü ve büyüme hızı, tasfiyeye konu şirketin bilanço değerleri, şirketin kullandığı teknoloji, makina ve tesisatın durumu ile araştırma geliştirme faaliyetleri (ARGE), ürettiği hizmet ve ürünleri pazarlama ile rekabet gücü, müşteri ..., organizasyonu ile yönetim kadrosu büyüme potansiyeli, şirketin değerlendirme anındaki satışlarına, kazançlarına, siparişlerine, nakit akışlarına ve finansal durumuna göre geleceğe dair tahminler, kar dağıtım politikası, gelecekte planlanan sabit kıymet yatırımları, stratejisi, ekonominin genel arz ve talep kuralları göz önünde bulundurulmalıdır. Bulunacak bu değerin TÜFE (... Fiyat Endeksi) göz önünde bulundurularak tasfiye (karar) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri bulunmalıdır. Tasfiye tarihi itibariyle şirketin sürüm (rayiç) değeri içinde davalının hissesi olan %50’ye karşılık gelen miktarın yarısı davacının katılma alacağı olacaktır. …”

3-) Y. 8. HD, T: 13.03.2018, E: 2016/14327, K: 2018/9252:

“… Bundan ayrı, şirketin öz kaynakları toplamından hareketle katılma alacağı hesabı yapılması yerinde değildir. Tasfiyeye konu edilen malvarlığı şirket olduğu takdirde, şirketin mal rejiminin sona erdiği andaki durumu; o tarihteki ekonominin genel gidişatı, şirketin faaliyet gösterdiği sektörün konumu, büyüklüğü ve büyüme hızı, tasfiyeye konu şirketin bilanço değerleri, şirketin kullandığı teknoloji, makina ve tesisatın durumu ile araştırma geliştirme faaliyetleri (ARGE), ürettiği hizmet ve ürünleri pazarlama ile rekabet gücü, müşteri portföyü, organizasyonu ile yönetim kadrosu büyüme potansiyeli, şirketin değerlendirme anındaki satışlarına, kazançlarına, siparişlerine, nakit akışlarına ve finansal durumuna göre geleceğe dair tahminler, kar dağıtım politikası, gelecekte planlanan sabit kıymet yatırımları, stratejisi, ekonominin genel arz ve talep kuralları göz önünde bulundurularak belirlenir. Bundan sonra, yukarda açıklanan yöntem ve kriterlere göre, davaya konu şirketin mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla belirlenen değeri, TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) göz önünde bulundurularak tasfiye (karar) tarihindeki sürüm değeri belirlenmelidir. …”

4-) Y. 8. HD, T: 25.01.2010, E: 2009/3513, K: 2010/238:

“… Dava, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınan taşınmazla ilgili mal rejiminin tasfiyesi gereği tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde katılma alacağı isteğine ilişkindir. Katılma alacağı sebebiyle ayın isteme imkanı bulunmadığı ancak alacak talep edilebileceği dikkate alınarak tapu iptali ve tescil isteğinin kabulünün mümkün olmadığına ilişkin mahkeme gerekçesi yerindedir. Katılma alacağına gelince; dosya kapsamı ve toplanan delillere, davalının evin alımında kullanıldığını iddia ettiği kredinin 27.03.2003 tarihinde evin alım tarihinden kısa süre önce çekilmiş olması karşısında davalı tarafından çekilen kredinin dava konusu 25 nolu bağımsız bölümün alımında kullanıldığının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davalının çektiği kredinin çekildiği tarihten itibaren ödendiği tarihe kadar tüm ödemeleri gösteren belgeleri getirtmek, taşınmazın alındığı 4.4.2003 tarihi ile taraflar arasında boşanma davasının açıldığı 18.2.2004 tarihi arasındaki ödemeleri edinilmiş mal, 18.2.2004 tarihinden sonraki ödemeleri ise davalının kişisel malı olarak değerlendirmek, taşınmazın karar tarihine en yakın belirlenen değeri dikkate alınarak davacının katılma alacağını uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan taraf, yargıç ve Yargıtay denetimine elverişli, bilimsel esaslara dayalı rapor alınarak belirlemek, tarafların kazanılmış haklarını da gözetmek olmalıdır. Mahkemece davalının çektiği kredi dikkate alınmaksızın bağımsız bölümün tamamının edinilmiş mal olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır…”

5-) Y. 2. HD, T: 03.03.2008, E: 2008/896, K: 2008/2616:

“… Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların tasfiye anındaki başka bir anlatımla karar tarihindeki değerleriyle hesaplama yapılarak açıklanan esaslar çerçevesinde inceleme yaparak sonucu uyarınca bir karar vermek gerekir …”

II-) Türk Kanunu Medenîsi:

Hükmün Türk Kanunu Medenîsi’nde bir karşılığı bulunmamaktadır.

III-) Madde Gerekçesi:

Madde İsviçre Medenî Kanununun 211 inci maddesini karşılamaktadır.

Maddeye göre mal rejiminin tasfiyesinde değerlendirme yapılırken malın sürüm (rayiç) değerleri esas alınacaktır. Böylece bu konuda tasfiye sırasındaki sürüm değerlerin esas alınacağının hükme bağlanması suretiyle kesin bir ölçü konulmak istenmiştir.

IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:

1-) ZGB:

IV. Wertbestimmung

1. Verkehrswert

Art. 211

Bei der güterrechtlichen Auseinandersetzung sind die Vermögensgegenstände zu ihrem Verkehrswert einzusetzen.

2-) CCS:

IV. Valeur d’estimation

1. Valeur vénale

Art. 211

A la liquidation du régime matrimonial, les biens sont estimés à leur valeur vénale.

 


Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X